Gazete Piyasa

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Sağlık
  4. »
  5. Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Şaşırtıcı Genetik Bağlantılar: Uzman Prof. Dr. Burak Turna Açıklıyor

Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Şaşırtıcı Genetik Bağlantılar: Uzman Prof. Dr. Burak Turna Açıklıyor

Gazete Piyasa Gazete Piyasa -
19 0
genetik ortaklık - Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Şaşırtıcı Genetik Bağlantılar: Uzman Prof. Dr. Burak Turna Açıklıyor

İZMİR – Acıbadem Kent Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Burak Turna, farklı organlarda ortaya çıkan meme ve prostat kanserleri arasında önemli genetik ortaklıklar bulunduğunu vurguladı. Bu keşifler, kanser tedavisinde kişiye özel stratejilerin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Kanserlerin Genetik Kökenleri Ortak Risk Taşıyor

Prof. Dr. Burak Turna, meme ve prostat kanserlerinin görünürde birbirinden bağımsız hastalıklar olmasına rağmen, genetik düzeyde dikkate değer bir bağlantıya sahip olduğunu belirtti. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonların, kadınlarda meme ve yumurtalık kanseri, erkeklerde ise daha erken yaşlarda ve daha agresif seyreden prostat kanseri riskini ciddi şekilde artırdığına dikkat çekti. Bu durum, aile öyküsünün genetik değerlendirmelerdeki kritik rolünü bir kez daha ortaya koyuyor.

Aile Öyküsü ve Genetik Değerlendirmeler Neden Önemli?

Prof. Dr. Turna, genetik yatkınlığın anlaşılmasında aile geçmişinin kilit bir faktör olduğunu vurgulayarak, şu örneği verdi: “Eğer bir annede erken yaşta veya agresif tipte meme kanseri teşhisi konulmuş ve BRCA mutasyonu saptanmışsa, bu durum oğlunun prostat kanseri açısından detaylı bir genetik taramadan geçirilmesini gerektirir. Benzer şekilde, metastaz yapmış veya yüksek dereceli prostat kanseri tanısı almış bir babanın kızında da meme kanseri riskini artıran genetik değişiklikler görülebilir.” Bu karşılıklı ilişki, kanser türleri arasındaki derin genetik bağların altını çiziyor.

Meme ve Prostat Kanserlerinde Yüksek Sıklık ve Genetik Ortaklıkların Önemi

Türkiye ve dünya genelinde kadınlarda en sık rastlanan kanser türünün meme kanseri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Turna, her 8 kadından birinin yaşamı boyunca bu hastalıkla karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Erkeklerde ise prostat kanserinin en yaygın kanser türlerinden biri olduğunu ve yaşam boyu görülme riskinin %12-15 civarında seyrettiğini ifade etti. Bu yüksek oranlar, iki hastalığın altında yatan ortak genetik nedenleri anlamanın ve bu bilgiyi erken tanı ve tedavi stratejilerinde kullanmanın önemini daha da artırıyor.

Kişiye Özel Tedavi Stratejileri ve Genetik Analizler

Genetik analizlerin yalnızca risk faktörlerini belirlemekle kalmadığını, aynı zamanda erken tanı yöntemlerinin geliştirilmesinde de hayati bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Turna, bu analizlerin gereksiz tedavilerin önüne geçilmesine ve aile bireylerinin sağlık risklerinin daha doğru bir şekilde değerlendirilmesine olanak sağladığını sözlerine ekledi. Ayrıca, PARP inhibitörleri gibi hedefe yönelik tedavi seçeneklerinin planlanmasında da genetik analizlerin büyük önem taşıdığını vurguladı. Bu tür tedaviler, kanser hücrelerinin DNA onarım mekanizmalarındaki bozukluklardan faydalanarak seçici hücre ölümünü tetikleyen modern ilaçlardır.

Prof. Dr. Turna’nın bu değerli açıklamaları, gazetepiyasa.com.tr olarak okuyucularımıza sunduğumuz kapsamlı sağlık haberleri portföyümüzün bir parçasıdır. Sağlığınızla ilgili güncel ve güvenilir bilgiler için bizi takip etmeye devam edin.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir